18 Ocak 2016 Pazartesi

Sardunya Kokan Kadınlar


Zaten kadın öykülerine bir ilgim var. (Bakınız: Kadının Adı Yok, Kadın Öykülerinde Ankara, Feminizmin ABC'si, Feminizm, Altın Defter, Kendine Ait Bir Oda ve henüz yazmadıklarım.) Bir de Sardunya Kokan Kadınlar'ın telif geliri Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'na bağışlandığını fark edince elbette okudum.

Mine Engin Tekay'ın kısa öykülerinden oluşan bu kitap bir iki istisna dışında kadınların ezilmişlik hikayelerini anlatıyor. Sadece fiziksel şiddeti değil hor görülmenin, önemsenmemenin, emeğini sömürülmesinin, fakirliğe mahkum edilmenin psikolojik şiddetini konu ediniyor. Kitapta hem herkese karşı tek başına ayakta kalan kadınları hem de dayanamayıp kendini boşluğa bırakanları buluyorsunuz. Bu açıdan yazar geniş bir yelpaze sunuyor.

Yalnız öykülerin kapsayıcılığını örseleyen bir şey var: Öykülerdeki kadınların profili genelde birbirine benziyor. Ben en yakınlarının tacizine uğramış bir kız çocuğunu, lezbiyen olduğunu herkesten saklamaya çalışan genç kızı, bir hayat kadınını, çok çalışıp terfi edemeyen beyaz yakalıyı ve diğer kadınları da okumak isterdim. Yine de yazarı bu açıdan yeremiyorum çünkü bazı öykülerden açıkça anlaşılabildiği gibi bunlar yazarın kendisinin yaşadığı veya etrafında gözlemlediği şeyler. Engin Tekay her kahramanını ve onun acısını içinde hissederek yazmış. Belli ki Sardunya Kokan Kadınlar biraz şundan biraz bundan denerek oluşturulmuş bir proje değil, yazarın yüreğinden kabarıp taşanların eseri.

Kitapla ilgili tek eleştirim yazarın pekmez gibi bal gibi üslubuna. Aslında kafiyeli, şiir gibi, güçlü bir anlatımı var öykülerin ama bu öyle edebiyatlı bir tarz ki… öykülerin iç burkan atmosferi ve yer yer kendini tekrar eden paragraflarla birleşip iyice ağırlaşıyor. Bir kaşık yerseniz çok güzel ama iki üç kaşık yiyemiyorsunuz, içiniz bayılıyor. Üstelik yazar çoğu hikayeyi birinci tekil kişinin ağzından anlatmasına rağmen bu karakteristik anlatımını hiç değiştirmiyor. Kahramanımız çocuk, kalbi kırık bir yaşlı kadın veya genç bir anne de olsa sanki hep aynı kişi konuşuyor.

Özetle Engin Tekay'ın içinden geçenleri cesaretle anlatmış olmasını, duyarlılığını, duygusunu okura geçirebilmesini beğendim. Ah bir de daha sade, hepsinden de önemlisi öykülerin kahramanlarına uyan daha gerçekçi bir dili olsaydı...


Not: Bu kitap Kitap Notları'nda yer alması için Net Kitap tarafından gönderildi. Yorumlarımın objektif olmasına özen gösterdim. Hem gönderi hem de anlayışları için teşekkür ederim. 

2 yorum:

  1. O yukardaki linkler işime yaradı. Teşekkürler. Buna benzer başka kitaplar da buldum sayende. :)

    YanıtlaSil

Söyleyecek sözü olanlara bayılırım! :)